İYİ Parti 4. Dönem Genel İdare Kurulu Üyesi ve Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şule Gök Tüdeş, Demokrasinin, adaletin ve huzurun hâkim olduğu; güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye hedefiyle çalışmaya devam ettiklerini söyledi.
5 Ocak Haber Merkezi- ÖZEL
Sözlerine “Partimizin siyasi çalışmaları çok iyi gidiyor” diyerek başlayan İYİ Parti 4. Dönem Genel İdare Kurulu Üyesi ve Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şule Gök Tüdeş, 5 Ocak’a önemli açıklamalarda bulundu.
TÜRKİYE BİLİMİN İLKELERİYLE YÖNETİCELECEK
Tüdeş, “Halkın Genel Başkanımız Meral Akşener’e olan teveccühü, İYİ Parti’nin iktidara giden yolunun önünü açmıştır” diye konuştu. İktidara geldiklerinde neler yapacaklarını anlatan Prof. Dr. Şule Gök Tüdeş, “Biz İYİ Parti olarak gelişmiş ülkeleri ve dünyadaki bilimsel gelişmeleri yakından takip ederek, sürekli ders çalışarak ülkeyi bilimle, bilimin ilkeleriyle yöneteceğiz. Ülkemizi bilim ilkeleriyle kalkındıracağız” dedi.
ÇALIŞMAMA LÜKSÜMÜZ YOK
Partisinin akademik çalışmalarında her ay projelerin lansmanının yapıldığını anlatan Prof. Dr. Tüdeş, “Genel Başkanımız Meral Akşener, zaten çok çalıştığı için bizim çalışmama lüksümüz yok. Meral Hanım, özellikle akademik çalışmalara ve projelere çok önem veriyor. Ayda bir bizim rutin proje lansmanlarımız oluyor. Bu lansmanların ne kadarı medyada yer buluyor bilemiyorum ama İYİ Parti’nin tüm sosyal mecralarında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
ADANA (5 OCAK) Sözlerine “Partimizin siyasi çalışmaları çok iyi gidiyor” diyerek başlayan İYİ Parti 4. Dönem Genel İdare Kurulu Üyesi ve Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şule Gök Tüdeş, 5 Ocak’a önemli açıklamalarda bulundu.
Tüdeş, “Halkın Genel Başkanımız Meral Akşener’e olan teveccühü, İYİ Parti’nin iktidara giden yolunun önünü açmıştır” diye konuştu.
İktidara geldiklerinde neler yapacaklarını anlatan Prof. Dr. Şule Gök Tüdeş, “Biz İYİ Parti olarak gelişmiş ülkeleri ve dünyadaki bilimsel gelişmeleri yakından takip ederek, sürekli ders çalışarak ülkeyi bilimle, bilimin ilkeleriyle yöneteceğiz. Ülkemizi bilim ilkeleriyle kalkındıracağız” dedi.
Partisinin akademik çalışmalarında her ay projelerin lansmanının yapıldığını anlatan Prof. Dr. Tüdeş, “Genel Başkanımız Meral Akşener, zaten çok çalıştığı için bizim çalışmama lüksümüz yok. Meral Hanım, özellikle akademik çalışmalara ve projelere çok önem veriyor. Ayda bir bizim rutin proje lansmanlarımız oluyor. Bu lansmanların ne kadarı medyada yer buluyor bilemiyorum ama İYİ Parti’nin tüm sosyal mecralarında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Ana akım medyanın İYİ Parti’ye yer vermediğini ifade eden Prof. Dr. Şule Gök Tüdeş, Ana akım medyada partimiz çok fazla yer alamıyor. Dolayısıyla hala ‘siz başa geçince ne yapacaksınız’ diye soran insanlar var. Ben onları duyunca şaşırıyorum, hakikaten bunu soran insanlar sadece zannediyorum ana akım medyadan çıkamayan insanlar. Çünkü bizim sesimizi duyuran birkaç TV kanalı var, onlar da ancak belli ölçülerde yer verebiliyor” dedi.
Gündeme dair açıklamalarda bulunan ve partisinin ülkeyi yönetmek için neler yaptığını anlatan GİK Üyesi ve Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şule Gök Tüdeş, 5 Ocak gazetesine yaptığı önemli açıklamalarda şunları kaydetti:
“Ekonomi gurubu, toplumsal politikalar gurubu, en son engellilere yönelik büyük bir çalıştay düzenledik, tüm paydaşları içeren. Engelli vatandaşların sosyal, psikolojik, sosyolojik, ekonomik, çevresel, fiziksel, mekânsal ne kadar sorunu varsa masaya yatırıldı.
DÜNYA ARTIK EVRENSEL TASARIM VE EVRENSEL
KENTLEŞME DİYE BİR TASARIM ANLAYIŞI BAŞLATTI
Benim başkanlık yaptığım masada da ben daha çok fiziksel mekân tasarımına yönelik bir çalışma yaptırdım. Engellilere yönelik çalışmalarda dünyayı incelediğimiz zaman, bir defa ilk önce Engelli deyimi kaldırıldı. Biz eskiden engelsiz mekânlar, erişilebilir mekânlar gibi kentsel mekan tasarımına bu şekilde adlandırmalar yapıyorduk. Ama pozitif ayrımcılığın bile psikolojik açıdan engelli bireyleri rahatsız edildiği sonucuna varıldığı için dünya artık evrensel tasarım ve evrensel kentleşme diye bir tasarım anlayışı başlattı. Mimari ölçeğinde ülkemiz engelli bireylerin yaşamasına yönelik bir ülke değil, kentlerin yapılanması böyle değil. Büyük bir dönüşüm geçirmesi gerekiyor. Bu dönüşümün adına da biz Evrensel Planlama ve Tasarım diyor dünya. Ben de aynı şeyi söylemekten yanayım, artık o engelli birey tanımının kaldırılmasından yanayım.
İKTİDARDA YAPACAĞIMIZ SEFERBERLİKLERDEN BİRİ
ENGELLİ BİREYLERE YÖNELİK AKILLI ÇALIŞMALAR
Biz iktidara geldiğimizde yapacağımız önemli projelerden biri de kentleri bu evrensel planlama ve tasarım anlayışına göre yeniden düzenlemek ve dönüştürmeye amaçlamak. Yeni yapılan binalar, yeni yapılan kentleşme çalışmalarında da kesinlik bu tasarıma uygun olmayan tasarımlara iskân vermemek olacak. Kısacası, yapacağımız seferberliklerden biri engellilere yönelik bu çalışmalar olacak.
EKONOMİDE ÖNCELİĞİMİZ ÜRETİM EKONOMİSİ
Ekonomide zaten Meral Hanım’ın önceliği üretim ekonomisi, tarımla başlayan ve temiz sanayi. Kesinlikle kirletici sanayiden uzak ve teknolojik sanayi. Kentteki yapılacaklar aynı zamanda ülkedeki yapılacakların sağlam bir göstergesidir. O yüzden biz ekonomik anlamda da, çevresel anlamda da bir defa çevreyi öncelikleyen projelere geçit veriyoruz.
KENTLERİN SORUNLARI ÇÖZÜLDÜĞÜ
ZAMAN ÜLKENİN SORUNLARI ÇÖZÜLÜR
Bize onlarca proje teklifi geliyor, projelerimiz evrensel ve kapsayıcı olacak, tüm paydaşları kapsayacak şekilde olacak ve biz iktidara geldiğimizde yerel yönetimlerle, merkezi yönetimlerin işbirliğiyle kentlerin bu sorunlarını çözmekle başlayacağız. Çünkü kentlerin sorunları çözüldüğü zaman ülkenin sorunları çözülür.
Teknolojik altyapının güçlendirilmesi her kentin veya ülkenin her sektöründe çok önemli. Mesela engelli bireylerden devam edecek olursak, akıllı kavşakların olması, akıllı bastonlarla görme engellilerin yürümesi ve kentin bütün dijital hafızalara gelmesi veya ekonomide, ticarette, ihracatta, ithalatta önceliğimiz, teknolojik altyapının güncellenmesi, Smart City dediğimiz akıllı kentler olacak. Önce biz Akıllı Kentler, Ekolojik Kentler, Engelsiz Kentler, Erişilebilir Kentler, Sürdürülebilir Kentler gibi dünya birçok kent modelini çalıştı, ama son gelinen noktada bunların hepsini kapsayıcı şekilde Evrensel Kentler, Evrensel Planlama ve Tasarıma gitti, hepsini kapsayıcı şekilde.
ÜLKEMİZİ BİLİM İLKELERİYLE KALKINDIRACAĞIZ
Biz İYİ Parti olarak gelişmiş ülkeleri ve dünyadaki bilimsel gelişmeleri yakından takip ederek, sürekli ders çalışarak ülkeyi bilimle, bilimin ilkeleriyle yöneteceğiz. Ülkemizi bilim ilkeleriyle kalkındıracağız. Genel Başkanımız bütün illeri önemsiyor şüphesiz ama Adana ve Mersin’e hakikaten özel bir ilgisi var. Adana gezisi, ne zamandır planladığı bir geziydi. Geçenlerde Adana gezisi plandı ama maden kazası çıktı o yüzden iptal etmek zorunda kalmıştı. Bu arada hem maden kazasında, hem de İstanbul Taksim’deki şehitlerimize Allah’ta rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum.
HER GİTTİĞİMİZ ŞEHİR BİR
MİTİNG ALANINA DÖNÜŞÜYOR
Genel Başkanımız Adana’da büyük bir teveccühle karşılandı, hak ettiği teveccühle karşılandı. Her gittiğimiz şehir bir miting alanına dönüşüyor ve Genel Başkanın kımıldamasına imkan kalmıyor. Kozan, İmamoğlu’nda gezisini yaptı ve Zeydan Bey’in oğlunun düğünü ve Çukurova’da Soner Beyin büyük açılış programı vardı. Ülkenin önemli siyasi figürleri Adana’daydı. Büyük bir şenlik ve şölen havasında birlik beraberlik ruhuyla gerçekleşti. Adana zaten Meral Hanım’ı büyük bir hasretle bekliyordu. O da büyük coşku ve sevgiyle karşılandı. Genel Başkanımızın rüzgarı zaten bütün illerde çok hâkim ama Adana’ya gelişi Adana’da daha kuvvetli bir rüzgara sebep oldu. Bu mutlaka genel seçim sonuçlarına çok olumlu katkıda yansıyacaktır.
ADANA’DAKİ MİLLETVEKİLİ SAYISININ UCU AÇIK
Çok değişen anket çalışmaları var, bu anket çalışmalarında 6 diyen de var, 5 diyen de var, 4 diyen de var. Belki bunların ortalamasını mı almak lazım bilmiyorum ama son 6 aya girdiğimizde yapılan anketler daha iyi sonuç verecektir. Ben, Adana’daki milletvekili sayısının ucu açık diye düşünüyorum. İYİ Parti bu performansıyla, çalışmalarıyla girdikten sonra çok güzel sürprizlerle çok iyi sayılarda milletvekili çıkaracaktır. Ben buna inanıyorum.
MİLLET MASASINDA GÖRÜŞMELER TAMAMEN
BİLİMSEL ÇALIŞMA ESASLARINA GÖRE GİDİYOR
Ben Altılı Masa’dan ziyade Millet İttifakı Masası ya da Millet Masası demeyi daha uygun görüyorum. Millet İttifakı Masası’nda görüşmeler gayet iyi ve akliselim devam ediyor. Masadaki görüşmeler tamamen bilimsel çalışma esaslarına göre gidiyor. Nedir bilimsel çalışma esası; özgürlükler, demokrasi ve adalet anlamında maksimum özgürlük, maksimum demokrasi, maksimum adaleti getirecek bir parlamenter sistem ve anayasa çalışması öncelikle.
TÜRKİYE’Yİ MİLLET YÖNETECEK
Bu masadan çıkan Cumhurbaşkanı adayı da buradaki ilkeleri benimseyecek ve buradaki anayasa çalışmalarına onay vereceği bir mutabakat metni olacak. Cumhurbaşkanı adayının aslında da kim olduğunun pek önemi yok. Türkiye’yi millet yönetecek. Yeniden parlamenter sistem olacak ve Cumhurbaşkanı eski onursal görevine daha sınırlı yetkileri olan görevine devam edecek ve ülkemizi eskiden olduğunun daha ötesinde bir demokratik anlayışla parlamento yönetecek. Bu durumda Cumhurbaşkanı adayının aslı olanın kişiler değil, kurumlar ve sistem olması gerekiyor.
TEK BİR KİŞİNİN ÜLKEDE HER KARARI VERMESİ EŞYANIN TABİATINA AYKIRI
Türkiye’de halen bir lider odaklı bir yönetim anlayışı, lider odaklı bir partileşme ve lider odaklı bir seçim anlayışı var. Adil çalışmalar, adaletli projeler, gelir dağılım dengeleme, demokrasi ve kalkınma odaklı ülkeye yapacakları hizmetler noktasında aslında değerlendirilmesi gerekiyor kişiler noktasında. Öyle olunca bir biat kültürü, bir liderin etrafında bir tek adam yönetimi diye hep tabir ettiğimiz bir yönetim sistemine doğru ülke gidiyor. Bunun doğru bir sistem olmadığının hepimiz yaşayarak gördük. Tek bir kişinin ülkede yapılan her kararı verecek kapasitede olması eşyanın tabiatına aykırı. Bilimsel olarak bu mümkün değil. Bir kişinin Türkiye’deki hem sosyal, hem ekonomik, hem çevresel, hem mühendislik hizmetleri, hem hukuk hizmetleri her kararı vermesi doğru değil, öyle olsaydı o zaman bu kadar onlarca, yüzlerce meslek olmazdı. Bir kişinin bütün meslekleri, bütün bilimsel sistemi biliyorcasına karar alması, doğru bir yaklaşım değil. Zannediyorum mutabakat sağlandıktan sonra masa, Cumhurbaşkanı adayını yine sevilen bir kişiden adayını açıklayacaktır.
MİLLET İTTİFAKI MASASI DERSE Kİ, HALKTA SİZE KARŞI TEVECCÜH VAR…
Genel Başkanımız aslında bunu birçok televizyon programında da dile getirdi. Genel Başkanımız dedi ki; “Ben geçen seçimde deneyimledim, Cumhurbaşkanı adayı olarak çıktım, CHP’nin bir Cumhurbaşkanı adayı çıktı. Bu ülkemiz için olumlu bir sonuç vermedi. Ben ille de Cumhurbaşkanı olacağım diye iddiam, hırsım, dayatmam yok. Yani ben Başbakan olacağım derken aslında vurgulamak istediğim buydu. Biz parlamenter sisteme geçeceğiz, partimiz birinci parti olacak ve ben birinci parti olarak hükümeti kurup başbakan olacağım. Hedefim bu. Benim böyle bir dayatmayla muhalefet kanadında ülkeyi çözümsüzlüğe sokmayacağım” şeklindeydi. Ama Millet İttifakı Masası derse ki, halkta size karşı teveccüh var ve biz sizinle gidersek Cumhurbaşkanlığını alabiliriz, siz olun derse ben Sayın Genel Başkanımın buna hayır diyeceğini zannetmiyorum. Ama bir başka biri olun derse ya da başka biri çıkara ona da hayır diyeceğini zannetmiyorum. Milletin menfaatleri doğrultusunda ve milletin öngörüsü doğrultusunda çıkacak her karara hepimiz gibi o da saygılıdır.
ADANA İLE İLGİLİ ÇOK GÜZEL HAYALLERİM VAR
Adana’daki parti teşkilatlarına ve seçmenime şu mesajım var; Biz İYİ Parti olarak hakikaten ben de Adana’nın bir çocuğu olarak Adana ile ilgili çok güzel hayallerim var. Eğer Allah bana parlamentoda görev yapmayı ve iktidar partisinde görev yapmayı nasip ederse, ben ilk önce Adana’da uyuşturucuyla mücadele konusunda gençlerimiz için bir proje gerçekleştirmek istiyorum ve bir uyuşturucuyla mücadele köyü, yani bu köyün adı Gençlik Köyü, Güzel Gençlik Köyü olabilir adının pek önemi yok. Başımızda böyle bir bela var ve burada gençler AMATEM’de veya başka bir hastanede tedavi gördükten sonra hemen salıveriliyorlar ve salıverildikten sonra bunların yüzde 90’nı tekrar bağımlı oluyor. Yataklı psikiyatr hastane sayısı bırakın Adana’yı, Türkiye genelinde çok az. Uyuşturucunun kullanım yaşı 14-15 yaşlara kadar düştü. Ergenlerde şu an çocuklarımızdan birinin psikiyatr rahatsızlığı olsa Adana’da yatırabileceğiniz yatak yok, tedavi hizmeti alamıyorsunuz. Bununla ilgili birçok aileyle görüşüp, birçok dramlar yaşadım. Peki bu köy nasıl yapılacak; Bu köyün içinde hastanesi, psikoterapi odaları, yoga, meditasyon, spor yapacağı alanlar, bir demir-marangoz atölyesi, bir tarım arazisi yani bir topak terapisi, çalışma terapisi, iş terapisi olacak. Bunlar hem o gençleri üretime teşvik edecek, oradan üretilenlerin bir satış noktası olacak. Oralardan sağlanan gelir, gençlerimize maaş olarak paylaştırılacak. Bir yaşam alanı oluşturmayı planlıyorum ve bu yaşam alanında gençlerimiz kontrollü olacak. Gençlerimize ayrıca sosyal sorumluluk görevi de verilecek. Sadece Adanalı gençlere değil, Adana’nın etrafındaki illere de yardım edecek, bir bölgesel uydu kent olacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile işbirliği içinde büyük bir yerleşke hayalim var. Allah bana bu hayalimi gerçekleştirmeyi nasip etsin.
Ayrıca tarımda verimliliği arttırmak için bir tarımsal işletme üst birimi merkez köy modeliyle ve yine Adana’nın köylerine yapacağımız teknolojik sosyal donatı, sağlık, eğitim hizmetleri yatırımlarıyla kırsal alanlarda sağlığa, eğitime ve sosyal donatıya ulaşma imkânı verecek yatırımlarımız olacak.
Benim hayalim, Adana ve ilçelerine master ulaşım planı yapılması ve hayata geçirilmesi önceliklerimden biri olacak. Çünkü biz bu ulaşım planını ve erişilebilirliği çözmediğimiz sürece ne trafik, ne kaos, ne de erişebilirlik sorununu çözebiliriz. Sosyal donatıyı, eğitimi ve sağlık hizmetlerini eşit olarak yaymak ve kentsel yoğunluğun belli bölgelerde artışına bu sayede engel olmak gayesindeyiz.”