Celal Şengör onu anlatıyor(3)

"Büyük Taarruz olmasaydı?"nın cevabını arayan, Akademisyen, bilim adamı Celal Şengör anlatıyor;

Saat  7'de Yunan toplar susuyor.

Bizimkiler şaşırıyor "Niye sustu bu herifler" diye.

O zaman Atatürk 'Piyade Hücumu' emrini veriyor.

Öteki tarafta Fahrettin Altay Süvari Kolordusuyla, Güneydeki Yunan Kolordusunu Batı'dan çeviriyor.

Onu iki ateş arasında bırakıyor.

Yani kaçış yolunu da kesiyor.

Bizim piyade hücumu müthiş başarılı oluyor.

Yunanlıların belli ki moralleri bozulmuş.

Topçu ateşinin kesilmesini bizimkiler de anlamıyor.

Fakat bizimkiler, büyük bir hızla Uşak'a varıyorlar.

Daha önce Yunan mevzilerini gezen İngiliz generali;

"Türkler burayı 6 ayda alırlarsa '6 günde aldık' desinler" demiş.

3 gün; bizimkiler 3 günde alıyor.

Çünkü Mustafa Kemal, ordusunun hep başında.

İcap ettiği zaman , emirleri hemen anında veriyor.

Güneydeki orduları çökmeye başlıyor.

Bizimkiler,  bütün Yunan muhaberatını takip ediyor.

En sonunda Dumlupınar'da çeviriyorlar, kalan Yunan kuvvetlerini.

Trikopis esir düşüyor.

Bunları   kararğah'a getiriyorlar.

Atatürk, Fevzi Paşa ve İnönü karşılıyorlar.

"Üzülmeyin kumandan" diye karşılıyor onları Gazi Mustafa Kemal.

"Harp bu,  kaybedeni de olur kazananı da"

Sigaralarını yakıyorlar.

"Bir isteğiniz var mı general?" diye soruyor Atatürk.

Trikopis diyor ki "Benim hanım İstanbul'da. Acaba ona, hayatta olduğuma dair  haber vermek mümkün mü?"diye soruyor.

"Tabii, tabii" diyor Gazi.

Bu arada da cebinden bir telgraf çıkarıyor;

"Siz Yunan Orduları Başkomutanı diyorsunuz ama. Areste görevden alındı.Başkomutanlığa siz atandınız...Biz bu mesajı yolda yakaladık, buyurun"

Bu arada Atatürk yanındakilere dönüyor;

"Sizin soracağınız bir şey var mı arkadaşlar?" diye soruyor.

İsmet Paşa diyor ki;

"Benim çok merak ettiğim var.Tahrip ateşi bittikten 2 saat sonra sizin toplar sustu.Bir anlam veremedik...Niçin böyle oldu?"

Trikopis diyor ki;

"Efendim biz topçu gözcülerini çok öne çıkardık. Siz de hepsini vurdunuz.Biz de önümüzü göremez hale geldik.Topçu ateşiniz mükemmeldi"

Bu İnönü'nün muazzam bir başarısıdır.

Bir de Fahrettin Altay'ın arkadan çevirmesi.

O, kimsenin bilmediği gizli bir yol buluyor koz dağlarında.

Koca Kolorduyu oradan geçirip Yunanlı'nın  arkasına düşürüyor.

Tam bir sanat eseri.

Atatürk satranç oynar gibi oynamış bu savaş oyununu.

Yunanlılara istediği yere getirmiş, istediği gibi de yok etmiş.

Düşünebiliyor musunuz;Anadolu Ordusunun 2 büyük komutanını esir alıyor.

Trikopis diyor ki;

Mareşalim, siz nerden yönettiniz savaşı?

Atatürk diyor ki;

"Sayın General, hatırlar mısınız, siz dediydiniz 'en sonunda ateş edemez hale geldik' diye. Süngü ve kılıçlar pırıldamaya başladığında ben hemen askerlerimin arkasındaydım"

Yani bir komutan gibi değil, bir nefer gibi.