TÜRKİYE’NİN C.D.S. PRİMİ

Kredi Risk Primi (Credit Default Swap), alınan bir kredinin geri ödenmeme riskini tespit etmek ve bu riske karşı kredinin sigortalanması için kullanılan değerdir.  Kredi Risk Primi veya yaygın kullanım şekli ile CDS, bu riskin sistemli bir şekilde finansal araçlara dönüştürülmüş ve sayısal olarak ifade edilmiş halidir.  CDS’in Teknik tanımı bu şekildedir. CDS Primini herkesin anlayacağı şekilde anlatmak istersek; borç verenin yani alacaklının, verdiği borcu yani alacağını sigorta ettirirken ödediği primdir.

Son yıllarda, ülkelerin CDS’i ile ödediği faiz oranı arasında birebir bağ kurulmaktadır. CDS’i düşük olan ülkenin ödediği faiz oranı düşük, yüksek olan ülkenin ödediği faiz oranı ise yüksek olmaktadır. Bu nedenle CDS oldukça önemlidir. Örneğin 2019 yılında Çin’in CDS’i 32, dış borç faiz oranı % 0,32 iken, Güney Afrika’nın CDS’İ 165, dış borç faiz oranı % 1,65 idi. Benzeri durum Türkiye için de geçerlidir. Çok gerilere girmeye gerek yok, 2012 yılında Türkiye CDS’i 217, dış borç faiz oranı % 2.68 iken 2022 yılında CDS’i 908’e, dış borçlanma faizi % 11,55’e yükselmiştir. Kısaca, CDS’i artan ülkeler daha fazla faiz ödemektedir.

Türkiye’nin CDS’i, dış ve iç faktörlere bağlı olarak artmaktadır. Gelişmiş ekonomilerde son yıllarda yaşanan durgunluk veya enflasyonun yükselmesi, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması, ülkemizin CDS’ini yükselten başlıca dış sebeplerdir. Saydığım nedenlerin ülkemizin CDS’ini yükselttiği bir gerçek olmakla birlikte, CDS’in 908 baz puana kadar çıkmasını tamamen dış gelişmelere bağlamak yanlıştır. Zira, aynı dönem içinde gelişmiş ülkelerin CDS’leri cüz’i artışlar gösterirken, Türkiye’nin CDS’i % 400’e varan oranda yükselmiştir.

2018 yılından itibaren Türkiye’nin CDS’indeki artışları, ağırlıklı olarak iç faktörlere bağlamak daha gerçekçidir. Çünkü, değinilen yıldan itibaren ülkemizin büyümesi azalmış, buna karşın enflasyon, döviz kurları, cari açık, iç ve dış borları akıl almaz boyutlarda yükselmiştir. Bu arada, haklı ve zorunlu olarak IRAK, SURİYE ve LİBYA iç gelişmelerine dahil olmamız, Türkiye’nin jeo-politik riskinin ve CDS’inin zirve yapmasına neden olmuştur.

Mayıs ayında yapılan seçimlerin ardından, iktisat ilminin dünyaca kabul gören ilkelerini, para ve sermaye piyasasına uygulayacağını taahhüt etmemiz ve enflasyon hesaplamasını ve “politika” faizini” gerçekçi bir şekilde belirlemeye başlamamız ile birlikte, ülkemizin CDS’i düşmeye başlamıştır. Bu günlerde 300 baz puan düzeyinde seyreden CDS, 200 baz puanın altına inmeyi başarırsa, piyasalar Türkiye’yi riskli ülke statüsünden çıkaracak, bu durum da, düşük faizli, uzun vadeli ve büyük tutarlı borçlanmamızı mümkün hale getirecektir.

Saygılarımla,   

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Mustafa Maden - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.