Misafirperverliğin kısa olması gerektiğini, geçenlerde yazdığım yazıda anlatmıştım. Ama bizler bu konuyla alakalı kaç defa daha yazarsak yazalım, hiçbir şey fayda etmeyecek ya da etkili olmayacak. Bunun farkındayız hepimiz. Ne kadar yüksek sesle de söylesek “gitsinler artık!” diye onlar gelmeye, biz misafirmiş gibi hissetmeye devam edeceğiz.
Geçenler başımdan şöyle bir olay geçti; kıyafetimi tamir için ettirmek terziye girdim ve oradaki abla ne işle uğraştığımı sordu. Bende gazeteciyim dedim. Gazeteci olduğumu duyan abla hemen anlatmaya başladı; “Oturduğum evin orda Suriyeliler hurdacılık yapıyor. Gelen geçeni inanılmaz rahatsız ediyorlar. Bizim orayla asla ilgilenmiyorlar. Ne bakım yapıyorlar, ne denetlemeye geliyorlar, ne de ilaçlamaya. Bizim orayı unuttular. Gerçekten çok zor durumdayız. En azından biraz da olsa bizimle ilgilenseler daha güzel olur. Ayrıca kendi ülkemde yabancı istemiyorum. Ne huzurumuz kaldı, ne de başka bir şey…” diye bana anlattı. Bence haklı.. Önceki yazımda da dediğim gibi misafirin kısası makuldür, ama bir baktık ki biz aslında misafirmişiz. Onlar değil!
Ne kadar acı, kendi memleketinde el gibi yaşamak! Bunların Adana’da bir mahalleleri var ki, aklınız durur. Bunu okuyanların çoğu neresi olduğunu direkt anlamıştır zaten. Güzel Adana’mızı ele geçirmişler. Açtıkları dükkânlar, yaptıkları hurdacılık ya da meyve ve sebze satmaları, buna benzer daha çok işlerle uğraşıyorlar. Cidden söylüyorum; içler acısı! Metroyla geçerken görüyorum ve çok üzülüyorum. Halimize bakın, size diyorum.. Çok yakındır bu söylediğim. Artık bizler misafir olacağız! Tamamen her yerde Arapça tabelalarını görmeye hazır olun. Ben kendimi hazırladım bu olaya ve şunu da yavaş yavaş kabullenmeye başladım, aslında onların hiç anlamadığım bir dilden konuşmasına. Yani bu çok acı bir durum. Evet ama dediğim gibi bizler ne yaparsak yapalım, bunlar artık buraya yerleştiler ve yerleşmeye de devam edecekler.
Adana’da bulunan Suriyeli sayısı 239 bin 660.. Bence ciddi bir rakam. Dörtyol ağzından itibaren artık Suriye sınırına girmiş oluyorsunuz. Artık onların sınırı olduğu için misafirsiniz orada. Bir de diğer bir üzücü kısmı da, bunlara vatandaşlık verilip oy kullanmaları. “15 Nisan 2023 tarihinde İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada olası bir seçimde oy kullanma hakkına sahip Suriye asıllı Türk vatandaşı sayısının 130 bin 914 olduğu belirtildi.” Bu kadar üzücü bir şey daha görmedim.
Benim de herkes gibi merak ettiğim tek soru; “ Bu misafirlik ne zaman son bulacak?” Çünkü ya biz gideceğiz kendi memleketlerimizden ya da onlar…
Ablanın da dediği gibi; “Kendi ülkemde yabancı istemiyorum!”
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.