TARİHTE , FELSEFEDE , DİNDE BAĞNAZLIK   

21/09/2019 21:22 745

‘’BaÄŸnazlık öldürücüdür. Tarihin baÄŸnazlığı gerçeÄŸi , felsefenin baÄŸnazlığı  fikri , dinin baÄŸnazlığı da dini öldürür.’’ DemiÅŸ ünlü ÅŸair Doktor Cenap Åžehabettin ‘’1870-1934’’ .

            Bu konuyu biraz irdeleyelim. BaÄŸnaz olan tarih , felsefe ve din olamaz. BaÄŸnaz olanlar bunları uygulayanlardır. Tarihi yazdıranlar , kazananlar ve iktidarı ele geçirenlerdir. Tarihi de iÅŸlerine gelecek gibi yazdırdıkları için , gerçekler saptırılır hatta yok olup gider.

            USA’nın ve Batı Devletlerinin Amerika’da , Afrika’da ve Güney Amerika’da zencilere ve yerli halka yaptıkları zulümler , onların tarihçileri tarafından yazılmış mı? Hiç sanmam. Yazmışlarsa suçlananlar kendileri deÄŸil, o garip yerlilerdir.

            Osmanlı tarihinde bazı kiÅŸiler bilerek kötü tanıtılmış , hatta aÅŸağılanmamış mıdır?

            Felsefe ve dindeki baÄŸnazlık için, eski günlere dönmek gerekir. 12 , 13 , 14 , 15. Yüzyılda Avrupa da her ÅŸeye karışanlar papalardı , kiliselerdi , dini örgütlerdi. Bu yüzden , ilim , mantık ve felsefe durmuÅŸ hatta, gerilemiÅŸti. Bu dönem , ahlaksızlığın , cehaletin , zulmün kol gezdiÄŸi, karanlık ve utanç verici bir dönem.

            16. yüzyılda Edebiyatta , sanatta , bilimde ve düşünce dünyasında bir uyanış ve aydınlanma oldu ve sonunda Rönesans ortaya çıktı. Monteigne , Volter , Kopernik, Leonardo da Vinci gibi bazı aydınlar bu iÅŸin öncüsü oldular. Böylece , akıl ve bilim, kilise vesayetinden kurtuldu , özgürleÅŸti , geliÅŸmeye baÅŸladı.

 Bu dönemin önemli bir olayı da laikliktir. Laiklik , din karşıtı olmak deÄŸildir . Aksine laiklik, devletin inançlar karşısında tarafsız oluÅŸudur. Din ve vicdan özgürlüğüdür. Böylece , devletin dine , dinin devlet iÅŸlerine karışması önlenmiÅŸtir.

Rönesans Döneminde hukuk , yasalar ve hümanizma da işler hale gelmiştir.

Türk tarihini ve İslam dinini iyi bilen Atatürk , dinimizin doÄŸru kaynaklardan öğrenilmesi , Kur-an ‘ın ne anlama geldiÄŸinin bilinmesi için ,bir din alimi olan  ,Elmalılı Hamdi Yazar’a, Kur-an ın mealen tercümesini- tefsirini yaptırdı. Bir kısım çıkarcı , cahil , gerici ve baÄŸnaz grup, Atatürk ‘ü inançsızlıkla suçladı.

Dindar bir ailenin çocuğu olan Atatürk ‘’ Dinimiz en mükemmel ve makul bir dindir. Değişime açık ve ilerlemeden yanadır. Bu yüzden son din olmuştur’’ diyen bir insan.

Atatürk’ün değişime açıktırdan amacı , miras , şahitlik-boşanma- dört kadın kalma gibi günümüze uymayan görüşler olsa gerek.

Din; toplumda sosyal barışı , huzuru saÄŸlayan bir ilahi prensipler kurumudur. Ne yazık ki , bu kutsal kurum uzun yıllar sömürü ve kazanç için kullanılmış  ve çatışmalara hatta kanlı savaÅŸlara neden olmuÅŸtur. Bu durumun günümüzde de sürmesi, çok üzücü.

İlmin , teknolojinin  ilerlediÄŸi günümüzde ,bu sıkıntı yaratan bir tablo. Bakalım ileriki günler neler getirecek.