Bu yazı, 25 Mart Pazartesi günü yayımlanacak . 22 Mart 2019 Cuma günü, Adana’mızın önde gelen, Sivil Toplum Kuruluşlarından, kısa adı ÇUGİAD olan, ‘’Çukurova Genç İş Adamları Derneğinin’’ ‘5.Çukurova Zirvesine katıldım’. ÇUGİAD Başkanı Ömer Faruk Sakarya ve arkadaşları, her zaman olduğu gibi, yine muhteşem bir konuşmacı getirmişti. Prof.Dr. Daron Acemoğlu… Halen, kısa adı ‘’MIT’’ olan, ABD’NİN dünyaca meşhur, ’ MASSACHUSETTS TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜNDE’’ iktisat profesörü olarak görev yapmaktadır.
Konu: ‘Global Ekonomide 2019 beklentileri ve Türkiye ‘ idi.
Daron Acemoğlu’nun konuşma saatinden önce de;’’ 2019 Küresel ve Bölgesel Belirsizliklerin Ortasında Türkiye Ekonomisi’’ isimli Panel vardı…
Gerek, paneli yöneten, ‘Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni’ Hakan Gül Dağ’ı ve panelistleri dinlerken, gerekse panel sonrası kürsüye gelen Daron Acemoğlu’nu dinlerken,
Yönetimlerin aldığı bi yığın bozuk, işe yaramaz, zararlı ve belirli zümrelerin çıkarına olan kararların alınmasında, asıl sahip kim? Kim bu kadar bozuk kararlar alınmasına vesile oluyor diye düşündüm bir an…!!! Devleti yönetenler? Hükümet Mensupları? Bürokratlar? Akademisyenler? Danışmanlar? Bakanlar? Vs.vs. Kim? Kim? Kim? Diye epey bir kafa yordum…Panelistlerin ve Daron Acemoğlu’nun bilhassa üzerinde durduğu; ‘’ YÜKSEK KALİTELİ EKONOMİK KALKINMA’’ ve bunu sağlayan etmenler ki; başta Eğitim ve Sağlık, Adalet gibi Kurumların tam kurumsal yapıda çalışması ve Demokrasinin kesintisiz işleyerek, eşgüdüm içinde devamından bahsedilirken, bir taraftan da ‘Zaman Tüneli’ yapıyordum…
1960 İhtilali, 1971 Mart Muhtırası, 12 Eylül 1980 Darbesi, 28 Şubat Kararları, hain FETÖ terör örgütü gibi demokrasi anlayışı ile bağdaşmayan bir çok gelişmeler, gözümün önünden film şeridi geçti gitti…
BU kadar badirelerden sonra , adeta garabetler ülkesi olduk. Ucubelerin tekmilibirden, tamamı bizde!.
Ortaçağdan bu yana; aklın, izanın ve vicdanın hepten devre dışı bırakıldığı bir başka ülke var mıdır acaba?
Devenin, ‘Boynun Neden Eğri’ sorusun verdiği; “Nerem doğru ki?” cevabı gibi, gözümüzdeki merteği görmeyip, develere, yıllar yılı haksızlık etmişiz. Bir kez olsun kendimize dönüp “Neremiz doğru kaldı ki?” diye sormamışız. Ekonomi bozuk…Ticaret bozuk!... Eğitim bozuk… Ahlak bozuk!...Siyaset bozuk… Seçim sistemi bozuk!...
Dil bozuk… Hoşgörü bozuk!...Hukuk bozuk… Düzen bozuk!...Din adına söylenenler bozuk.!...
Dini inançlar bile bozulunca, dini söylemler de bozulur oldu!
Eee? Nereye kadar uzatalım, bozuklar listesini…?
Üretim bozuk, fiyat dengesi bozuk, ithalat bozuk, ihracat bozuk, bütçe bozuk, vergi sistemi bozuk, sosyal adalet bozuk… Denge bozuk!... Bunca “Bozuk” arasında, hangi dengeli akıl sağlığından söz edilebilir ki?
Bunca “Bozuk” arasında dengede kala bilmişliğine şüpheyle bakılan aklın ve onun ürünleri iradenin, sorgulamanın vicdanın sağlam ve doğru kararlarından söz edilebilir mi?
Son yıllarda, akıl, vicdan, irade ve liyakat ve insani erdemlerin neredeyse tamamı devre dışı bırakılarak,palyatif önlemlerle “Bozuk” düzeltme operasyonlarına başvurulduğu için, sistem daha bir bozulmuş, “Bozuk”ların sayısı da geometrik dizi uyarınca artmıştır.
İşin en şaşılası tarafı da şudur ki; alınan palyatif tedbirler “Halk yararına” gibi sunularak, toplum aldatılmıştır!...
Daha da şaşılası durum şudur ki; (ve üstelik ne yazık ki); bu “Bozuk” uygulama toplumda, şu ve bu nedenle pek çok yandaş bulmakta, inanmakta!.. Oysa bu “Bozuk” uygulamaların yarınlarda yaratacağı tehlikeler bilinip dururken, günü kurtarma adına göz ardı edilmekte, uyarılara da kulaklar tıkanmakta!...
Temeli bozuk kurgulanmış bir yöntemle, bozuklukların düzeltilemeyeceği bilinmiyor değildir.
İşte burada da “Bozuk” niyet mi? Yoksa becerisizlik mi sorusu akla gelmekte!.. Bozuk üstüne bozuk kararlarla halk aldatılmaya devam edildikçe, yanan canlar artmaya devam edecektir!.. Kirli siyaset, kendi çıkarı için kiri kirle örtmeye devam ettikçe ve buna yandaş da buldukça, ne yazık ki, “Bozuk düzen” sürecektir.
Çoook ama pek çok örnekten sonuncusu… İstanbul’da çöken 8 katlı bina. (İlk mi? Elbette değil? Bu gidişle sonuncu da olamayacağı açık!) Daha önce de yine İstanbul’da buz üstünde kayar gibi koca bir bina çökmüştü. Sanki, görmezlikten gelmekle, yayın yasağı koymakla sanki acı kalktı ortadan.
İmar Barışı adı altında yasa tanımazlıklar üçbeş kuruş paraya tahvili yaşanmakta ülkede!.. Bu binanın da 3 katı kaçakmış. İmar affından yararlanma talebi olmaması da düşünülemez?
Ve yetkililer övünçle haykırmakta: “10 milyonu aşkın vatandaş bu imar barışından yararlandı!”
İşte bu 10 milyon suçlu küçük ödentilerle, sözde bu “Bozuk” barış yutturmacasıyla affa uğrarken, 10 milyon çöküntüye zemin hazırlanmıştır. “Bozuk” uygulamanın bedeli kime ödetiliyor ah bir anlasa bu halk…
Aklı selim davranılmadıkça, liyakate önem verilmedikçe, iktidarımı sürdüreyim de ne olursa olsun anlayışıyla kadrolar çapsız, primitif, donanımsız, tecrübesiz, yetkin olmayan insanlarla doldurulursa, bundan bir cacık olmaz. Bu şekilde ne sistem kurabilirsiniz, ne teknoloji üretebilirsiniz, ne de, yüksek kaliteli kalkınma sağlarsınız.. Eller gider Ay’a, sen kalırsın yaya…
SON SÖZ:’’ İLİM ÇİN DE İSEİ GİDİNİZ ALINIZ.’’ *Hz. Muhammed.*
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.