BİR MÜZİK  SOHBETİ

10/08/2019 17:56 1123

                   

                        TRT Kanalları dışında hiçbir kanalda , kaliteli bir Türk sanat musikisi yok .

Kanal 404 ve 104’ü dinlemekten büyük bir keyif alıyorum. Bazı ÅŸarkılar da,  Ã§ok duygulandırıyor  beni , nerelere götürmüyor ki? Üstelik öğretici nitelikleri de var. O kadar çok ÅŸey öğrendim desem , yalan olmaz.

                        ÖrneÄŸin; musiki ustaları programında sarayın hekim başısının ünlü bir musikiÅŸinaz oluÅŸu , beni ÅŸaşırtmadı deÄŸil. 1778 de ölen hekimbaşı Aldüd Aziz Efendi , bir ÅŸairmiÅŸ de .Bir çok güftesini bestelemiÅŸler , bir tanesi de gazel olarak çok beÄŸenilmiÅŸ, tutulmuÅŸ.

                        Tıp tahsilini Viyana’da yaptıktan sonra yurda döndüğünde,  sarayda görev almış. Bir süre Üsküdar kadısı da olmuÅŸ. Bazı kiÅŸilerin iÅŸine gelmediÄŸi için, dedikodu çıkarmışlar hakkında ve bu yüzden sürülmüş İstanköy Adasına.

                        Sadi Işılay , döneminin en iyi kemanilerinden ve de bestecilerindendi. MeÄŸer daha önce o,  Ã§ok ünlü bir udiymiÅŸ. Birbirinden farklı bu iki sazda da,  virtiyöz olabilmek çok zor. Ama Sadi Işılay , bunu baÅŸarmış.

                        Besteci Nasibin Mehmet’in torunu Erol Yılhan, yakın bir arkadaşım , dostum. Bürokraside üst düzey görevler yapıp, emekli olunca ,  Ayvalı ÄŸa yerleÅŸmiÅŸ.

                        Bu anlatacaklarımı ondan dinledim. : Dedesi soyadı almak için , İstanbul da uzun bir yolu yürüyerek nüfus memurluÄŸuna gelmiÅŸ. DileÄŸini söylemiÅŸ. Nüfus memuru da , madem bu kadar çok yürümeyi seviyorsun,  soyadın yürür olsun demiÅŸ , O da Yürür  soyadını  almış.

                        3. Selim döneminde , Türk sanat musikisi zirve yapmıştı. O devrin bestecilerinden biri de tamburi Mustafa  Ã‡avuÅŸ. Kendisi , bugün kü konuÅŸma diliyle ve hece vezniyle yazan bir ÅŸairmiÅŸ ,  aynı zamanda.

                        Åžarkı güftelerinin  tümünü  kendisi yazmış. O günlerde,  divan ÅŸiirinin ağırlığı söz konusu. Mustafa  ÇavuÅŸ ‘un bu yaptığı ,  bir cesaret iÅŸi. Åžarkıları da neÅŸeli , kıvrak. Bugün bile aynı zevkle , beÄŸenilerek söyleniyor.

                        Küçük suda gördüm seni -  Çıkalım saydı ÅŸikare  - FesleÄŸen ektim gül bitti – Dök zülfünü meydana gel. En tanınmış ÅŸarkılarından bir kaçı. Yenilikçi ruh taşıyan  Mustafa Çavuş’a gönülden şükranlarımla.