Röportaj: Sefa SAYGIDEĞER
Fotoğraflar: Beyhan KOCA
Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda ilk kez iki hastada yapılan işlemle felç riski minimuma indirildi. Kalpte sol kulakçıkta bulunan bir kısımda kan pıhtısının birikimini dolayısıyla burada biriken pıhtının beyne giderek felç olma riskini azaltan bir işlem olan halk tabiri ile tıkaç denilebilecek bir metal ile yapılan operasyonda hastaların felç riskleri azaltılıyor. Bu uygulama Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda ilk kezDoç.Dr. Ali Deniz’in girişimleri ile uygulandı. Yakın zamanda bu uygulama, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde rutin olarak uygulanmaya başlayacak.
Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Çukurova Üniversitesi, Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Deniz, sık görülen ritim bozukluğunu ve buna bağlı olarak felç riski oluşturan,Atriyalfibrilasyon denilen kalp hastalığında, felç riskini en aza indirgeyen,sol atriyalapendiks kapama işlemini anlattı.
Atriyalfibrilasyon (AF) denilen hastalık nedir, riskleri ve neden olduğu sorunlar nelerdir?
Atriyalfibrilasyon (AF) en sık görülen ritim bozukluklarından biridir. Yaşla beraber görülme sıklığı giderek artar. AF birçok kalp hastalığının sonucunda ortaya çıkabildiği gibi aynı zamanda kendisi de kalp yetmezliğini kötüleştirebilir. Ayrıca AF hastalarının bir kısmında sol atriyalapendiks (kalbin sol kulakçığındaki kör çıkıntı) içerisinde pıhtı oluşur. Bu pıhtının yerinden atarak beyin damarlarını tıkaması felç ile sonuçlanır. AF hastalarının felç geçirme riski bu ritim bozukluğu olmayanlara göre 5-6 kat daha yüksektir. AF’nin neden olduğu felçler diğer felç türlerine göre daha ağır seyreder. Bu nedenle hastaların oral antikoagülan (kan sulandırıcı) ilaç kullanması gerekir. Ancak oral antikoagülanları bazı hastalarda (önceden beyin kanaması veya mide kanaması geçirmiş, birden fazla kan sulandırıcı ilaç kullanması gereken hastalar, ileri yaşlı ve kronik böbrek yetmezliği olan hastalar gibi) yüksek kanama riski nedeniyle kullanmak sakıncalı olabilir. Bu durumda sol atriyalapendiks kapama işlemi yapılabilir.
Kapama işlemi nedir her hastaya uygulanabilir mi?
Sol atriyalapendiks içerisine yerleştirilen özel bir tıkaç ile gerçekleştirilen işlem sonrasında sol atriyalapendiks içerisinde pıhtı oluşması önlenir ve hastaların oral antikoagülan kullanması gerekmeksizin felç geçirme riskleri azaltılmış olur. Ancak bugün için bu işlemin her AF hastasında yapılması uygun değildir. Hasta seçimine özen gösterilmelidir.
Çukurova Üniversitesi’nde ilk kez mi yapıldı bu uygulama?
Bu işlem Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nda ilk kez iki hastada tarafımızca başarıyla uygulandı. İşlemin merkezimizde ilk kez uygulanması nedeniyle Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı’nın çok değerli öğretim üyeleri Prof. Dr. Kudret Aytemir ve Prof. Dr. Ergün Barış Kaya işleme refakat etti.
Sol AtriyalApendiks kapama işlemi dediğiniz uygulamayı anlatabilir misiniz? Nasıl ve kimlere uygulanır?
İşlemin ismi Sol AtriyalApendikskapama işlemi, bu işlem Atriyalfibrilasyon(AF) denilenritim bozukluğu,bazı hastaların felç geçirme riskini artırıyor.AF hastalarının bir kısmında sol atriyalapendiks (kalbin sol kulakçığındaki kör çıkıntı) içerisinde pıhtı oluşur ve bu pıhtı buradan hareket edip beyin damarına gider ise beyin damarını tıkayarak felç sebebi oluyor. AF hastalarının felç geçirme riski bu ritim bozukluğu olmayanlara göre 5-6 kat daha yüksek. AF’nin neden olduğu felçler, diğer felç türlerine göre daha ağır seyreder. Pıhtı oluşmaması için hastaların oral antikoagülan (kan sulandırıcı) ilaç kullanması gerekir. Kan sulandırıcı ilaçların en önemli yan etkisi kanama. Biz hastaları yüksek kanama riskine maruz bırakmış oluyoruz. Özellikle bazı hastalarda kanama riski daha yüksek, bu hastalar, önceden beyin kanması geçirmiş hastalar olabilir çünkü bir kez beyin kanaması geçiren hastanın, ikinci kez geçirme riski daha yüksek, mide kanaması geçiren hastalar olabilir, böbrek yetmezliği olan hastalar olabilir, çok ileri yaşlarda olan hastalar olabilir. Kanda pıhtılaşmayı sağlayan bir takım faktörler var, bu faktörlerdeki bozukluklara bağlı kanama riski bir grup hastada artıyor. Bu durumda ilaç vermesek hastaların felç geçirme riski yüksek, ilaç verirsek kanama riski yüksek, böyle bir sıkıntılı tablo oluyor her iki durumda, hastanın aleyhine olacak durum söz konusu oluyor. Bu işlem sırasında amaç sol antriyalapendiks kör çıkıntı içerisinde pıhtı oluşmaması için bu kör çıkıntının içerisine tıkaç gibi bir cihaz yerleştiriyoruz. Böylece içi doldurulmuş oluyor artık bu boşluğun içerisinde pıhtı oluşma ihtimali ortadan kaldırılmış oluyor. Hastaların bundan sonraki süreçte kan sulandırıcı ilaçları kullanmasına gerek kalmıyor. Kanama riskini artırmadan hastaların felç geçirme riskini azaltmış oluyoruz.
Yerinden atması mümkün mü (tıkaç) cihazının?
Böyle bir şey söz konusu olamaz, çünkü bu cihazın özel bir dizaynı var. Cihazın büyüklüğüne göre değişen kancalar var ve bu kancalar sayesinde çapa gibi aynı bulunduğu yere tutunuyor ve artık oradan atma şansı kalmıyor. Aslında bunu buradan alma şansıda çok fazla kalmıyor, biz cihazı yerleştirdiğimiz zaman o ömür boyu vücudun bir parçası olarak kalıyor.
Yan etkisi var mı ?
Tabi burada bütün girişimsel işlemlerde olduğu gibi, bu işleminde komplikasyonu var. En önemli komplikasyonlarından bir tanesi, kulakçığın kör çıkıntısı denilen AtriyalApendiks çok ince bir yapı, 2-3 m kadar kalınlığı cihazı yerleştirirken zedelenme meydana gelebilir buda kanama riskini meydana getirebilir. Bu kanama kalbin etrafındaki zarın içine doğru olur, kanama miktarı artarsa kalbi sıkıştırır, işin en önemli komplikasyonu bu. Onun dışında bütün komplikasyonun ihtimali bütün komplikasyonlardahil olmak üzere %1’inaltında neticede %0 değil. Dolayısıyla bu işlemi yapmaya karar verirken hastaya işlem nedeniyle verdiğimiz riski kanama riskinden daha yüksek olmaması gerekir. İlaç ve kanama riski daha yüksekse işlem riski ona göre daha düşükse, o zaman daha düşük riskli şeyi tercih ediyoruz neticede ama hepsinin ilacın kanama riski var, işlemin kendine göre komplikasyon riski var, karar verirken kar-zarar oranına bakarak karar vermek gerekiyor. Hasta seçimi çok önemli, Atriyalfibrilasyon’un genel toplumda görülme sıklığı %1- %2 civarında, 80 yaşlarına gelindiğinde %10’a çıkıyor bu sıklık, yaş ilerledikçe bu sıklık artıyor. Atriyalfibrilasyon (AF) en sık görülen ritim bozukluklarından bir tanesi. Her hastada kapatılmalıdır gibi bir yanlış algı oluşmaması gerekiyor. İlaçla kanama riski kabul edilebilir riskin üzerindeyse işlem yapıyoruz. Bütün kan sulandırıcı ilaçlarda kanama riskini biz hastaya vermiş oluyoruz ilacı kullandırarak. Türkiye genelinde ilk kez değil ama Çukurova Üniversitesi Balcalı Araştırma Hastanesi’nde ilk kez uygulandı.
Gelişen teknoloji içinde şuan son teknoloji diyebilir miyiz ?
Girişimsel yöntemler içeresinde en son uygulamaya katılan işlemlerden birisi. Son teknoloji çok iddialı bir tabir olabilir. Ama şuan, bundan daha ötesi yok. Bunun başka bir alternatifi yok. Yarın başka bir uygulama geliştirilene kadar şuan en son uygulama bu.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak 5 Ocak Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan 5 Ocak Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler 5 Ocak Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı 5 Ocak Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.